Emirdağ-I 263: Hocaların bütün kuvvetleriyle Risale-i Nur’a yardım etmesi..

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.”

Aziz, sıddık, bahtiyar kardeşlerim!

Evvelâ: Hem Denizli’yi, hem Hasan Feyzi’yi, hem oradaki Nurcuları, hem oranın ahalisini ve mahbuslarını bu makine yüzünden tebrik ederiz ve bin bârekâllah deriz ki; birden bin kalemli bir Nurcu kâtib buldular. Herşeyden evvel sıhhatine ve güzel olmasına ve yanlış olmamasına çok dikkat etmek lâzım ve elzemdir. İnşallah makine istimalinde tecrübeli zâtlar Denizli’de yardıma koşacaklar. Isparta müdakkikleri de onlara tecrübeleriyle yardım etsinler.

Sâniyen: Denizli’ye hem Asâ-yı Musa, hem Manevi Tarihçe-i Hayat mecmuaları gönderilse münasiptir. Hem beşyüz nüshadan fazla olmasın, hem sönük olan sahifeleri ayrı olsun.

Sâlisen: Ben ehl-i siyasetin her nevi taziblerine karşı حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!”(Âl-i İmrân Sûresi, 3:173) deyip sabır ve tahammüle karar vermişim. Kâzım Karabekir ile eskiden münasebetim vardı. Acaba şimdi de o münasebetin sebebi olan merdane mesleğini muhafaza ediyor mu? Eğer eski gibi ise ve Nurlara zararı yoksa ve Nur'a faydası muhtemel ise ve dost ise, benim selâmımı ona tebliğ edebilirsiniz. Fakat madem ehl-i siyaset, hayat-ı bâkiyesi için Risale-i Nur'a müracaata tenezzül etmiyor, o hayata nisbeten beş paralık olan bu hayat-ı fâniye için onlara müracaata ben de tenezzül etmem ve istirahatim için şekva ve rica etmem.

Râbian: Konyalı Sabri’nin mektubu beni çok mesrur eyledi. Mâşallah her yerden evvel Anadolu medresesi olan Konya'nın âlimleri, medresenin mahsulü ve herkesten evvel hocaların malı olan Risale-i Nur’a sahip çıkmaya başlamışlar. İnşallah başka hocaları da intibaha sevkedecekler. Biz onlara, hem oradaki Nur talebelerine çok selam ederiz ve Sabri’nin ve Eşref’in mektubundaki şakirdlerin faaliyetlerini tebrik ederiz.

Hâmisen: Gül ve Nur fabrikasının kahramanları Hüsrev ve yardımcıları ittifakla münasip gördükleri işleri kabul ederiz. Manevi Tarihçe-i Hayat mecmuasına siz münasip gördüğünüz parçaları ilâve edebilirsiniz. Meselâ Pencerelerden bir kısmını veya tamamını ve Tahirî ve Abdullah Çavuş’un beğendikleri Eski Said Yeni Said’e inkılabı zamanındaki münacatı gibi fıkraları ilhak edebilirsiniz.

Sâdisen: Mübarekler pehlivanı Küçük Ali’nin her vakit kalemi tam dikkatli ve tam sıhhatli olduğu halde, bu defa gayet güzel ve mükemmel yazdığı mükemmel Zülfikar’da, Arabî cümlelerde arasıra az sehivlerin bulunması gösteriyor ki, ondan istinsah ettiği asıl nüsha tashihsizdir, o nüsha dahi tashih edilsin, tâ tenkidçi hocalar bahaneler bulmasınlar.

Evet hayret ve teessüftür ki, hocalar bütün kuvvetleriyle Risale-i Nur’a yardım ve şakirdlerini teşvik etmek onlara vâcib ve lâzım iken, derd-i maişet sebebiyle aksiyle hareket görünüyor. Hem bu memleketteki vatanperver ehl-i idare herşeyden evvel Risale-i Nur’u resmen terviç ve takdir ve teksir etmek, millet ve memleket maslahatı noktasında onlara lâzım iken bilakis manasız evham yüzünden, asılsız bahanelerle ve yalan propagandalarla intişarına ve revacına mâni oluyorlar.

Madem hal böyledir, sizler telaş etmeyiniz, şevkiniz kırılmasın, tâ onların akılları başlarına gelinceye kadar tam metanet edip onların çekinmelerinden me’yus olmayın. Elbette makinenin faaliyetine karşı, münafıklar ve zındıklar dahi aksine çalışacaklar. Hem siz hiç merak etmeyiniz, inşallah inayet-i İlahiye muarızları susturup makine mahsulâtını âlem-i İslama neşrettirecek, zemin yüzünde revaç verecek. Umumunuza binler selâm.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

“Bâkî olan sadece O’dur”

Duanıza muhtaç kardeşiniz

Said Nursî

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.2, s.242

Emirdağ Lahikası I, Envar Neşriyat, s.179

Emirdağ Lahikası I, Tenvir Neşriyat, s.168