Kayıtlar

Aralık, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Emirdağ-I 353: Resmî hocalara bağırarak dedim: Ey insafsızlar!

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, Sıddık Kardeşlerim! Evvelen : Kastamonu'da, sekiz sene mübarek mahdumu ve merhum refikasıyla Risale-i Nur'a fevkalâde bir sadakatle çalışan ve kalemiyle Risale-i Nur'a çok hizmet eden ve çokları Nur dairesine getiren ve hapishanede kendi gibi kahramanlardan olan Sadık Bey'le hem istirahatime, hem Nur şakirdlerinin tesanüdüne ehemmiyetli hizmet eden ve Feyzi ve Emin ve İhsan ve Ahmedler gibi has kardeşlerimizle, yine Kastamonu'da nurlara hizmet eden “Küçük Şeyh” namında Hilmi Bey bana mektubunda, Nurcu olan refikasının vefatını bildiriyor

Emirdağ-I 352: Ahmed Fuad'ın bir mektubu

Bu ikinci Hasan Feyzi, Ahmed Fuad'ın bu samimi mektubu gerçi ehemmiyetsiz şahsiyetime fazla ehemmiyet... fakat onun fevkalade kendini feda etmek arzusu Lâhika'ya girmeye hak kazandı. Şefkatli Üstadımız, çok merhametli Efendimiz! Nur hizmetlerinde çok geride kalan biz tenbel ve miskin ve çok âciz liyakatsiz şakirtlerinizi ileri saftaki kahraman kardeşlerimize yetiştirerek mücahade-i maneviyeye katılabilmemiz için Isparta Kahramanlar Heyâtı'nın tensib ve teklifi, ve siz Üstadımız Efendimizin de tasvibi ile büyük ve şanlı şehid Merhum Hâfız Ali gibi nuraniyeti, mübarekiyeti ve kudsiyeti, hem büyük nur ailesinin tarihçesine hem islam büyükleri tarihine altın satırlarla yazılmaya elyak bir zatın nurlu elleriyle yazdığı Risale-i Nur Külliyatının ve bütün nur hazinelerinin biz biçarelere teberruu kalplerimize nâmütenahi bir ferah ve süruru bahş etmiştir. Hadsiz minnettarlıklarımızı kalplerimizden taşan şükran hislerimizi huzur-u fâzılânelerinize arz ede

Emirdağ-I 351: Marangoz Ahmed'in manzumesi

Soyun gaflet libâsını Yıka kalbin kirli pasını Bulayım dersin Hak rızâsını Oku sıdk ile Risale-i Nur'u. Bu sözler nura gufrandır Bu sözler kalbe imandır Bu sözler derde dermandır Oku sıdk ile Risale-i Nur'u. Belalara perde olur Kamu derde şifa olur Şefaat eder mahşerde Oku sıdk ile Risale-i Nur'u. Ararsın derdine derman Umarsın Tanrı'dan iman Olursun mahşerde sultan Oku sıdk ile Risale-i Nur'u. Cennet sana rezzak ola Bineceğin burak ola İki cihanda yüzün ak ola Oku sıdk ile Risale-i Nur'u. Risale-i Nur'u yazan kula Dahi hem okuyan dile Kabrine nurlar ine Ok

Emirdağ-I 349: Denizli Ahmedlerinin bir mektubu

Lahika'ya.. بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz ve kıymetli, müşfik, sıddık çok sevgili Üstadımıza! Hakîm-i Zülcemal, Rahîm-i Zülkemal, Mukîm-i Zülcelal-i ve'l-İkram Hazretlerine hesabsız ve tadadsız hamd ve şükür olsun ki, bizim gibi dalalet çukuruna hemen hemen düşmüş ve tâife-i insaniyeden uzaklaşmış gibi olan biçarelere “kardeş” ve “talebe” kelimesiyle hitap ediyorsunuz. 1350 senedenberi misli görülmeyen ve ehl-i hakkı hayrete düşürüp titreten bu karanlıklı zulümatlı asr-ı fesadîde ve medeniyet-i avrupaiye ve tabiiyyûnun senelerden beri fırsat beklerken asr-ı mezk

Emirdağ-I 348: Mustafa Osman’ın uzun bir mektubu

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz Üstadım! ( Haşiye ) Bu hafta zâtınıza mahsus iken terahhumen telattufen biz zavallı ve biçare şakirdlerinize hediye ettiğiniz Garip Bir Münazara-i Nefsiye'yi aldık. Bizlere Nur yolunda en kuvvetli, en faydalı hakikat dersini veren bu kıymetli lütufnameniz bizi nurlara garketmekle beraber kabil-i iltiyam olmayan dehşetli yaralarımızı yine deşti, ızdırap ve kederlerimizi kat kat artırdı. Âh nasıl müteessir olmayalım, nasıl âh u figan etmeyelim? O aziz nur Üstad, Nurların fütuhatlar devresini, Allah’ın bu zafer-i nihaîsini dünya gözüyle seyrediyorken, vazif

Afyon 258: Damla (Fazilet-i Risâletü'n-Nûr, denâet-i tarîk-i Süfyan mizanı)

Fazilet-i Risâletü'n-Nûr, denâet-i tarîk-i Süfyan mizanı Zulmet-i cehildir, tarîk-i Süfyan .. Nûr-ı hidâyettir Risâletün-Nûr Mâye-i musibettir tarîk-i Süfyan .. Sermaye-i saadettir Risâletü'n-Nûr Püsküllü belâdır tarîk-i Süfyan .. Bir zıll-ı hümâdır Risâletü'n-Nûr Zehr-i memattır tarîk-i Süfyan .. Âb-ı hayattır Risaletü'n-Nûr Mahv u paymâl eder tarîk-i Süfyan .. İlâ ve iclâl eder Risâletü'n-Nûr Hacâlet palanıdır tarîk-i Süfyan .. Celâlet kaftanıdır Risâletü'n-Nûr Zindan-ı esarettir tarîk-i Süfyan .. Gülistan-ı hürriyettir Risâletü'n-Nûr Menbâ-ı rezâildir tarîk-i Süfyan .. Maden-i fezâildir Risâletü'n-Nûr Berbad ve perişan eder tarîk-i Süfyan .. Mâmur ve âbadân eder Risâletü'n-Nûr İki kardeşi hasm-ı can eder tarîk-i Süfyan .. Hasm-

Afyon 257: Damla (Evsâf-ı Risâletü'n-Nûr beyanı)

Evsâf-ı Risâletü'n-Nûr beyanı Risâletü'n-Nûr'dur menbâ-ı ilim ve fazilet hem kaftân-ı celâlet Rehnümâ-i hakikat maden-i eşmel-i İlim ve marifet Rehâ-i şükûk resân-ı tarîk-i Hak ve selamet Rumûzdân-ı ehâdis; reftâr-ı istikâmet, hem muhtevi-i hikmet Halaskâr-ı iman, hem tiryâk-ı maraz-ı bid'a ve dalâlet Miftah-ı Kur’an atâ-ı Sübhân ümmete rahmet Tarz-ı beyanında var acib bir güzel belagat Hayran ediyor bülegâyı ondaki fesahat Metninde ve mevzuundaki bedi' letafet Huzme-i nûr nisâr ediyor, hem de hakikat Budur pazar-ı hakikat, metâ-ı Kur'an, müşteri ehl-i diyanet Almayan münkir, rûz-ı cezada eder sonra nedamet Mesleği, fermân-ı Kur'an'a hem muhkemâ

Afyon 256: Damla (Taşköprülü Sadık Bey’in Hapis Manzumesi)

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ دَائِمًا اَبَدًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, dâimî ve ebedî olarak üzerinize olsun.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) Risâletü'n-Nur’un ve üstad-ı a’zam, ferîd-ül asır Bediüzzaman Saidü'n-Nursî hazretlerinin, nurunun tecelliyatı şiddetinden; ve sabık idarenin din ve din âlimlerini, hususen Üstadımı imha kasdıyla yapageldiği facialardan Afyon Hapishanesinin ve Ağır Ceza Mahkemesinin karanlık kâbusunun sıkletinden tereşşuh eden, Damla Taşköprü / Kadı köyü Risaletü'n-Nur talebelerinden Aciz ve hakir Muhammed Sadık   بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.” İsm

Emirdağ-I 347: Kardeşim Süleyman Rüştü! Çok mübarek olan senin rüyan..

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık, sebatkâr, bahtiyar kardeşim Süleyman Rüştü! Seni ve kardeşin kahraman Burhan’ı ve senin iki mübarek, masum evladını ve senin hane halkını, Risale-i Nur namına ve umum şakirtleri hesabına ruh u canımızla sizi tebrik ediyoruz. Böyle kudsi ve daimi sevap kazandıracak uhrevi bir hizmete muvaffakiyetinizi, Isparta ve bu memleket istikbalde alkışlayacaktır. Size çok hayırlı duaları kazandıracak. İnşallah, Zülfikar gibi daha çok emsaline de muvaffak olursunuz. Bu acip şerait içinde bu fevkalâde muvaffakiyet, hem Zülfikar’ın, hem sadakatinizin bir kerametid

Emirdağ-II 804: Ev için boşuna para vermeyiniz

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” Aziz, sıddık kardeşimiz! Ev için hatırımıza bazı manialar geliyor: 1- Üstadımız Ankara'ya gelişini, alıştırıncaya kadar otel olması ile, hem ehli dünya vehme düşmez ve hem hizmetin daha faaliyetli olmasını netice veriyor. 2- Ev orada hazır kaldıkça ehl-i dünya telaş eder ki, “Üstadımız Ankara’ya gelecek” diye... Ev olmasa belki o vehim zail olur. Her neyse, kardeşlerimiz, şimdilik mademki gelmek mümkün değil boşuna para verilmesin. Ama Cenab-ı Hak tam bir izzetle Ankara’ya gelmek müyesser kıldığında, hem hizmete, hem teneffüse elverişli bir yer bulunabilir. Aynı evde ısrar etmek lüzumsuzdur ki “boşuna masraf veriyoruz” demektir. Burada biz size sebeplerini tamamıyla tadat edemedik. Fakat eve boşuna para kardeşlerimiz vermesin diye size kerratla yazmak mecburiyetini hissediyoruz, çok selam. Hususi Arşiv, n. 304