Kayıtlar

Eylül, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Emirdağ-I 333: Ahmed Fuad ve Mustafa Osman'ı tebrik ediyoruz

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvela : Merhum Hasan Feyzi Denizli Kahramanı yerine ve onun fedakâr ehemmiyetli arkadaşlarının bedeline Ahmed Fuad'ı ve başta Mustafa Osman olarak Kastamonu vazifesini gören Safranbolu havalisinde yetişmeye başlayan Nurun fedakâr ve sebatkâr kardeşlerimizi Risale-i Nur dairesi hesabına ve bu memleket namına ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Şehid Hasan Feyzi, kardeşi Büyük Hâfız Ali'nin yanına gidip hayat-ı berzahiyeleri ile Nurun hakikatleri içinde mesud ve mesrur oldukları gibi, Şehid Hâfız Ali'nin hayat-ı dünyeviyesini ve

Emirdağ-I 332: Şinasibey Köyünden Osman'ın bir mektubu

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, üzerinize olsun.” Mürşid-i ekmel ve rehber-i a’zam Efendim Hazretleri! Yâ Rab, sana nasıl hamd ü sena edeyim ki, diyarımız ve sair diyar-ı İslam’da; يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللّٰهِ اَفْوَاجًا “Bölük bölük Allah'ın dinine girerler” (Nasr Sûresi, 110:2) mantukunca gözle görülen müntesib-i Kuran ve kafile-i ehl-i iman bu zamanda bütün müminlerin gözlerini rüyet-i hakikatten men'e çalışan sefih ehl-i dalalet ve ahmak mülhidlere ilân-ı muhalefetle "biz mazlumlar nur istiyoruz, sen yangın veriyorsun" deyip yıldırım gibi gürleyen, elmas gibi parlayan müslümanların “Allah, Allah, Alla

Emirdağ-I 331: Sabri'nin bir mektubu

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا بَاقِيًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî, bâki ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Üstad-ı eazz-ı ekremim Efendim Hazretleri ve pek sevgili halaskârımız! Bizler şöyle bir kanaate bağlıyız ki, şu zulüm ve zulümat asrında ferâiz-i diniyyeden olan menâsik-i haccı bizzarure eslem tarîk ile ifa edemeyen ehl-i iman ve sahib-i takva ve vicdanın her an mükedder ve muazzebiyetleri arz ve ifadeden vârestedir. Binaenaleyh o Sahib-i Şeriat aleyhi ekmel-üt tahiyyat Efendimiz Hazretlerinin ümmetine vedia olarak bırakdıkları Kuran-ı Hakîm ve Ferman-ı Mübîn'in ahkâm-ı celîlesini layıkı vecihle ifa ve bihakkın infazına cansiperane bezl-i himme

Emirdağ-I 330: Birkaç mektuba topluca cevap

Mektuplar çoktur, hastalık ve meşgalemin çokluğundan hususi cevap veremediğimden gücenmesinler. بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvela : Hem kalem sahibini, hem makineyi istimal edenler ve muvaffakiyetle Zülfikar’ı bitiren zâtları ve memleketlerini tebrik ederiz. Rüşdü, Burhan iki kardeş kalemle başkalar gibi iş göremedikleri halde, daima en ileri safta 500 risale yazan en haslar sırasında daima mevki almalarının hikmeti şimdi anlaşıldı ki, O iki kahraman kardeş 500 Zülfikar’ı birden yazdılar. Ve yedi yaşında iken Mucizat-ı Ahmediye’de yedi çocuğun yedi Muciza

Barla 380: Tevafuklu Kuran’a ilave edilen baş haşiyeler

Resim
Kuran nedir, tarifi nasıldır? Elcevap, Kuran şu kitab-ı kebir-i kainatın bir tercüme-i ezeliyesi.. ve âyât-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedîsi.. ve şu âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri.. ve zeminde ve gökte gizli Esma-i İlahiyenin manevi hazinelerinin keşşafı.. ve sutûr-u hâdisatın altında muzmer hakaikin miftahı.. ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı.. ve şu âlem perdesi arkasında olan ve âlem-i gayb cihetinden gelen iltifatât-ı ebediye-i Rahmaniye ve hitabât-ı ezeliye-i Subhaniyenin hazinesi.. ve şu İslâmiyet âlem-i manevîsinin güneşi, temeli, hendesesi.. ve avâlim-i uhrevînin mukaddes haritası.. zât ve sıfât ve esma ve şuun-u İlahiyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı kâtıı, tercüman-ı sâtıı.. Ve şu âlem-i insaniyetin mürebbîsi.. ve insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyetin mâ ve ziyası.. ve nev-i beşerin hikmet-i hakikiyesi.. ve insaniyeti saadete sevk eden hakiki mürşidi ve hâdisi.. ve insana hem bir kitab-ı şeriat,

Emirdağ-I 329: Kardeşim! Senin eski dostun olan bu yeni memura dikkat et

Burada bir kardeşimize yazdığım bir parçadır. Belki size de faydası var diye gönderildi. Aziz, sıddık kardeşim! Madem seni burada Nur hizmetinde rükün göstermişler. Bugün küçücük bir ihtara binaen ihtiyatlı bir tedbiri beyan ediyorum. Şöyle ki: Bir yerde aleyhimizde istimal edilen planlardan birisi; enaniyetli, sofimeşreb, büyükçe bir mütekaid memuru enaniyetini tahrik edip, o dahi tasavvufta aldanıp kendini veli zanneden o adamı Nurlar aleyhinde istimal ettiler. Bir halt edemediler fakat enaniyetli bid’akâr hocalardan başka şeyhlerden ziyade bir cihette tesanüdümüze zarar verdi. O vakit memuriyetten çekildiği için makamını istimal edemedi. Yoksa daha ziyade zarar verebilirdi. Demek aleyhimizde nasıl dinsizleri istimal ediyorlar. Öyle de enaniyetli ve bid’akâr bazı hocaları ve sofilikle münasebettar resmî makam sahiplerini istimal ediyorlar. Kardeşlerin tesanüdünü kırmaya çalışıyorlar. Gerçi her cihette aleyhimizdeki planları kırıldı, fakat bu cihette şüphemiz

Emirdağ-I 328: Nefsim sabırsızlıkla beni tâciz ederken bu fıkra onu tam susturdu

Bu sıkıntılı zamanda nefsim sabırsızlıkla beni tâciz ederken, bu fıkra onu tam susturdu, şükrettirdi. Size de faydası olur diye leffen takdim edilen bu fıkra, başımın yanında asılı duruyor. Ey nefsim! 1- Yetmiş üç sene, yüzde doksan adamdan ziyade zevklerden hisseni almışsın, daha hakkın kalmadı. 2- Sen, âni ve fâni zevklerin bekasını arıyorsun. Onun için onun zevaliyle ağlamaya başlıyorsun. Kör hissiyatınla bu yanlışının tam tokadını yersin. Bir dakika gülmeye bedel on saat ağlıyorsun. 3- Senin başına gelen zulümler ve musibetlerin altında kaderin adaleti var. İnsanlar, senin yapmadığın bir işle sana zulmediyorlar. Fakat kader, senin gizli hatalarına binaen, o musibet eliyle seni hem terbiye, hem hatana kefaret ediyor. 4- Hem yüzer tecrübenle, ey sabırsız nefsim, kati kanaatin gelmiş ki, zahirî musibetler altında ve neticesinde inayet-i İlâhiyenin çok tatlı neticeleri var. عَسٰى‮ ‬اَنْ‮ ‬تَكْرَهُوا‮ ‬شَيْئًا‮ ‬وَهُوَ‮ ‬خَ

Emirdağ-I 327: Eski talebelerce malum bir kaideye binaen “mahtumâne isterim” dedim

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvelâ : Bu ciddi zamanda sizinle mülâtafe nevinde konuşmak istediğimden aynı günde latif, manidar tevafuklardan birkaç taneyi beyan ediyorum. Dünkü gün Zekâi’nin Asâ-yı Musa’sının tashihini bitirirken, acele ve tashihsiz yazdığı için çok yoruldum. Eski talebelerce malum bir kaideye binaen "mahtumâne isterim" dedim. Ve küçük İbrahim’in gönderdiği Zülfikar’ın tashihine başladım ve dedim: Bir talebe kitabını bitirse ve başkasına başlasa bizce bir ziyafet vermek kaidesine binaen müftehâne bekledim. Birden ondokuz gün evvel Hasan Ât