Kayıtlar

Ağustos, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Emirdağ-I 326: Gelen zahirî zulümler altında kaderin adaleti vardır

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvela : Bu günlerde hem yalnızlık, hem kış şiddeti, hem sıkıntılı hastalık, hem ihtiyarlık vaziyetinden gelen ziyade hassasiyet tesiriyle nefsim kör hissiyat hesabına beni tâciz etti. "Bu hal çekilmez, tahammül edilmez" dedi. Bu gece nefsimin bu şekvasını tam izale edecek Risale-i Nur'da izahı bulunan bir hakikat inkişaf etti. Manevi iken maddi bir ilaç hükmüne geçti. Şöyle ki: Her musibette kader eli var. Gelen zahirî zulümler altında kaderin adaleti var. Ve bilhassa çok tecrübelerle Risale-i Nur ve bizler hakkında o kader

Emirdağ-I 325: İhtar edilen dört maddedir

İhtar edilen dört maddedir. 1- Risale-i Nur'a perde altında hücum eden zındıka, kuvvetle Adliye ile adavetle galebe edemediği için şimdi hulûl ( Haşiye ) ile yani dostane içine girip has rükünleri bir derece zayıflaştırmak, hiç olmazsa şevklerini kırmakla Nurlara darbe vurmak planını takip ediyorlar, ihtar edildi. Haşiye : Hem bid’akâr bazı hocaları Vehhabilik damarıyla Vehhabiliklerini örtmek fikriyle nurculara yani hakiki Ehl-i Sünnet ve Cemaat olan Risale-i Nur şakirtlerine Aleviliği isnad ettirmek ve resmi hocalar vasıtasıyla nurlardan soğutmak planını istimal ediyorlar. Bu parça o iki talebeye verilen tenebbüh dersinin birkaç cümlesidir. Hem tafsilatı, hem bazı mahrem cihetleri yazılmadı. 2- Bu merkezde ismini söylemeyeceğim iki nurcu bana rükün gösterildi. Bu ikisi hizmet-i nuriye ve muhafaza ve mukavemet noktasında pek az oldukları için pek çok metanete ve dikkate ve fevkalade sadakate muhtaçtırlar diye ihtar edildi.

Emirdağ-II 798: Üstadımızın Ankara'da bize verdiği son ders olan..

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” Aziz sıddık kardeşimiz! Üstadımızın Ankara'da bize verdiği son ders olan ve sizin neşrettiğiniz 5 sayfalık parçayı da neşredeceğiniz Müdafaat'ın sonuna ilhak edersiniz. O parça çok mühimdir ve kıymettardır. Nihayetinde İşaratü’l-İ’caz’ın telifindeki bir harf-i Kuraniyeye verilen ehemmiyet ile meslek-i Nuriyedeki sırr-ı ihlas tebarüz ediyor. Isparta'ya göndereceğiniz Lahika'yı beş adet gönderiniz. Selam ve muvaffakiyetler. Üstadımızın hizmetinde bulunan Kardeşleriniz Hususi Arşiv, no.3038

Emirdağ-II 797: Üstadımıza şimdilik elimizdeki taksi kâfidir

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerimiz! On gün evvel Diyarbakır'a gönderdiğimiz mektuplarda taksi işinden feragat edilmesini yazdık. Üstadımıza şimdilik elimizdeki taksi kâfidir. Hem maddi mülahazalar talebeler mâbeyninde samimi uhuvvete zarar verebilir düşüncesi hatırımıza geliyor ve kısmen bazı yerlerde müşahedemiz bunu teyid ediyor. Selam ve muvaffakiyetler. اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى “Bâkî olan sadece O’dur” Kardeşleriniz Hususi Arşiv, no.3037

Emirdağ-I 324: Zülfikar tamamlanmasını ve Asa-yı Musa'ya başlanmasını tebrik ediyoruz

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvela : Sizin Zülfikar tamamlanmasını ve Asa-yı Musa'ya başlanmasını tebrik ediyoruz. Sizin karar ve tensibleriniz bizce maslahattır diye kanaatimiz var. Hatta burada yazılan tedbirlerin ve mektupların ıslah ve tebdilinde muhtarsınız. Sabri ve Süleyman'ı evvelce sormuştum. "Yolda rahatsız oldular mı, haber almadım?” diye merak ediyorum. Saniyen : Ehemmiyetli bir ihtara binaen iki nurcuya bir tedbiri beyan ederken size leffen gönderilen parça bazı kısımları nota edildi. Belki size de bir faydası olur diye g

Emirdağ-I 323: Zülfikar'ın başına o hatime yazılmasın, yazanlar varsa kaldırılsın

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvela : Kahraman Tahiri'nin bize yazdığı Zülfikarın başına konmak için mahkeme iadesinin fıkrasından sonra Ankara Ehl-i Vukuf Raporu'nun neticesini de hatimesinde yazmış göndermiş. Bu raporun neticesi ve hatimesi, gerçi beraatimize çalışmışlar ve Risale-i Nurdaki şiddetli tokatlardan bizi mesul etmemek için arasıra bir cezbeyi isnad etmişler. Tâ bizi mesuliyetten kurtarsınlar. Ve muvakkat cezbeye gösterdikleri garip emareler, müdafaatımda onlar tam çürütülmüş. Hem onlar aleyhimizdeki dinsizleri zındıkları okşamak için "bazen

Emirdağ-I 322: Üniversite kelimesinde Nur ve Nursi isimlerine işaret (Hüsrev)

Hüsrev'in mektubunda bu fıkra Darülfünun ismi, Üniversite'ye tebeddülünden bir müjdeli bir manaya dair olmasından lâhikaya girsin. | Said Nursi Üniversite ( اونورسيته ) kelimesinin Nur ( نور ) ve Nursi ( نورسى ) ismiyle münasebeti beyan edildiğinden bu âli mektep nazarlarda yükselen bu âli levhasıyla diyorki: "Şimdi ben bana bakılmayan eski ismimi bıraktım. Çoktanberi âh edip hasretini çektiğim ey Nur, senin ismini aldım. Garbın nurunu boğan zulmetleri içinde inleyerek seni beklerdim. İşte bugün silkinip o zulmetten işrâk eden nuruna vuslat için şarka koşup geldim. Biraz bana dikkat etsen ismimin ortasında Nur ( نور ) ismini görürsün. Daha biraz dikkat edip ilerlesen Nursi ( نورسى ) lakabını çabuk bulursun. O Nurslu Nur'un nurlu Üstadına, bana gelen binlerle zekalı genç ezelden meftun. Yâ Rabbenâ! Yâ Nure'n-Nur! Yâ Hâlıka'n-Nur! Nurslu Said kuluna verdiğin nuruna beni kandır. Bir parça refah için âh eden evlad-ı vatanı nurunla refâha kandır.”

Emirdağ-I 321: Mustafa Sungur'un bir mektubu

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Pek mübarek ve muhterem ve müşfik Üstadım Efendim Hazretleri! Evvela, el ve ayaklarınızı çok derin hürmetlerimle ebediyen öperim. Bu biçare ve zavallı genç talebenizin şu acizane mektubu o biçarenin Risale-i Nur'a karşı sonsuz hayranlığının çok ufak bir ifadesidir. Bundan bir sene evvel Kastamonu Gülköy Mektebinde bulunduğum bu Çalışlar Köyü'ne öğretmen olarak geldiğim zaman bütün aklım ve fikrim herşeyim gaflet perdesi altındaydı. Bütün hakaiklere aykırı uydurulmuş ve efsaneleşmiş yalan şeylerin peşinde çırpınıyordum. Hatta bütün mektep hayatı müddetince

Emirdağ-I 320: Mustafa Osman'ın bir mektubu

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Çok aziz, çok mübarek, çok sevgili ve çok müşfik Üstadım Efendim Hazretleri! Evvela : Mübarek ve müteyemmin ellerinizden ve pak ayaklarınızdan sonsuz hasret ve iştiyak-ı tâzim ve ihtiramla öper ve Risale-i Nur'un geniş ve külli ve fevka't-tasavvur futuhatı dolayısıyla tebriklerimi arz eylerim. Saniyen : Safranbolu'ya kadar teşrif edip başta zâtınıza ve umum nurcu kardeşlerimize selam ve hürmetler eden mübarek kardeşimiz Fuad ve Hatip İbrahim ve diğer kardeşlerinin ve yine Risale-i Nur'a Mecnun'un Leyla'ya olan alakası kadar alaka e

Emirdağ-I 319: Ahmed Fuad'ın bir mektubu

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Çok mübarek ve muhterem, çok sevgili ve müşfik Üstadım Efendim Hazretleri! Nurların neşri ve tabı hakkındaki istirhamâtımı reddetmeyerek kabul ve bu hakir ve biçare şakirdinizi mahzâ bir lütuf ve inayetinizle en geri saftaki yerinden haslar sınıfına almakla taltif ve tesrir buyurdunuz, teşekkürlerimi arz eylerim. Bu zavallı milletimizi gösterdiğiniz nurlu yolda Şeriat-i Ahmediye (a.s.m.) caddesinde izinizden yürür görmekle Rabbim siz Üstadımız Efendimizi hem bu dünyada mesrur eylesin, hem de nurlar sebebiyle imanlarını kurtararak ehl-i Cennet olduklarını âlem-i ahi

Emirdağ-I 318: Halil İbrahim'in bir mektubu

Lahika'ya girsin.. بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Muhterem, mübarek, muazzez, şefkatli ve faziletli Üstadımız Efendimiz Hazretlerine! Evvela, لِكُلِّ مُصِيبَةٍ؛ اِنَّا لِلّٰهِ وَ اِنَّا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ “Her türlü musibet için (şu ayeti söyleriz): Biz şüphesiz Allah'a aidiz ve şüphesiz Ona döneceğiz.” (Bakara Suresi, 2:156) Risale-i Nur kahramanlarından şehid merhum Hafız Ali Efendi'nin refakat-i mâneviyesine bu defa vâsıl olan Hasan Feyzi ağabeyimizin irtihali, bizleri cidden müteessir eylemiştir. Başta siz Üstadımız Efendimiz oldukları halde

Emirdağ-I 317: Merhum Hasan Feyzi nevinde bir sünbül orada inkişafa başlamış

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvela : Hadsiz hamd ve şükür Erhamürrâhimîn’e ki sizleri Zülfikar’ın hizmetinde muvaffak eylemiş. Hitâma yakınlaşmanızı bütün ruh u canımla tebrik ediyorum. İnşallah Nur’un daha çok mecmualarını yazmasına muvaffak olursunuz. Başta Münacat ve âhirinde tensibinizle Denizli Müdafaanamesi dercedilen Manevi Tarihçe-i Hayat Mecmuası ile ve size gönderdiğim Tılsımlar Mecmuası, ikisi evvel yazılsın. Eğer ikisi beraber olmazsa, Tılsımlı Mecmua takdim edilse münasiptir. Sonra Sikke-i Gaybî ve Lâhika ve sizin münasip gördüğünüz mecmualar, İnebolu ve daha yeni meydana çıkacak kahramanlarla teşrik-i mesai ve taksim-ül a’mal ile yazdırırsınız. Bütün çektiğimiz sıkıntıları ve ızdırablarımızı hiçe indirirsiniz.

Emirdağ-I 316: Tılsımlar Mecmuası’nı hakikaten çok ehemmiyetli ve çok güzel gördüm

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvela : İki mübarek Ali'lerin topladıkları tılsımat-ı Kuraniyenin keşşafları olan parçaları mütalaa ettim. O Tılsımlar Mecmuası’nı hakikaten çok ehemmiyetli ve çok güzel gördüm. Umum halka değil, âlimlere ve muallimlere çok lüzumu var. O mecmuayı tashih ettim, size göndereceğim. Münasip gördüğünüz zaman makinenizle, eğer makineniz Hüsrev’in kalemi kâfi gelmiyorsa Tahirî ve Küçük Ali’nin iştirakiyle, kabilse başka yerden muvakkat bir emanet makine ile yazılsın. Yalnız içindeki Yirmiikinci Söz’ün hikâye-i temsiliyesi zaten Asâ-yı Musa’

Emirdağ-I 315: Mustafa Oruç'un bir mektubu

Merhum Muallim Hasan Feyzi'nin bedeline darulfünun genç talebeleri, pek ciddi nura ihtiyaçlarını hissedip çalışmalarına bir küçük numune olarak bu mektuplarını size gönderiyoruz. بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Çok mübarek, çok müşfik, Üstadım Efendim Hazretleri! Lütuf buyurduğunuz kitaplarınızı sonsuz sevinçler içinde aldık. Fıkra ve sözleri ihtiva eden o güzel mecmuayı okuduk. İştirak-i a'mal-i uhreviye düsturunu Merhum Hasan Feyzi'nin güzel yazılarını tasdik ve ruh-u canımızla iştirak ediyoruz. İnşallah a'mal-i uhreviye düsturu ihlasla çalışan sadık Risale-i Nur şakir

Emirdağ-I 314: Zülfikar'ın muvaffakiyetle makineyle hitâma yaklaşması

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvela : Bu şiddetli maddi ve manevi kışın, sıkıntılı maddi ve manevi hastalığı vaktinde dünyadan müfarakat ve pek çok alâkadar olduğum Nurcu kardeşlerimden iftirak ihtimalinden gelen elemler beni sıkarken, birden Sıddık Süleyman, Nur santrali Sabri, umum o havalideki kardeşlerim namına ve nesebî akrabalarımın da hesabına, Abdülmecid ve Abdurrahman manasında buraya geldiler. Cenab-ı Hakk'a şürediyorum. Onların gelmesi, bir panzehir hükmünde bana ilaç oldu. Ben de buradaki âdetime muhalif olarak ne olursa olsun yanıma davet ettim, geld

Emirdağ-I 313: Hasan Feyzi’nin uzun mektubunu bir parça ihtisar ettim

Resim
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvela : Merhum şehid Hasan Feyzi’nin اَللّٰهُ نُورُ السَّمٰوَاتِ وَالْأَرْضِ الخ ile başlayan uzun mektubunu (*) bir parça ihtisar ettim. Bazı yerlerini çizgiler içine aldım. Sakın etrafına çizgiler çekilen kısım yazılmasın. Mütebâkisini Asâ-yı Musa, hem Zülfikar mecmualarının âhirlerinde ilhak edebilirsiniz. Hususen makine mahsulâtının âhirlerinde olsa ve münasip gördüğünüz tarzda veya daha muhtasar olarak ilhak edersiniz. Sâniyen : Antalya’daki eski ve yeni Nurculara çok selam ediyorum. O şehir ile çok alâkadar olduğum ve har

Emirdağ-I 312: Salih Yeşil'in uzun mektubuna cevap

Aziz, sıddık kardeşlerim! Bunu Salih Yeşil'in uzun bir mektubuna cevaben yazdığım ve ona gönderdiğim bir mektubun suretidir. Yazmaya bir sebep te bir gün evvel rüyada uzun bir mektup ile ehemmiyetli meşgul olmamın aynen tabiri çıkmasıdır. بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşim ve bu fâni dünyada hamiyetli ve ciddi bir arkadaşım! Evvelâ : Bütün dostlarım ve hemşerilerimden en ziyade zâtınız ve bazı Erzurumlu zâtlar, benim bu işkenceli ve mazlumiyet haletimde şefkatkârane ciddi alâkadarlığınıza ve imdadıma fikren koşmanıza cidden çok minnettarım; âhir ömrüme kadar unut

Emirdağ-I 311: Bu fıkra Hasan Feyzi'nin uzun mektubu başında yazılsın

Bu fıkra Hasan Feyzi'nin Nur hakkındaki uzun mektubu başında yazılsın, biz de yazdık. بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” Risale-i Nur hakkında yazılan bu uzun ve hakikatli mektubu yazan merhum Hasan Feyzi kardeşimiz, aynen şehid merhum Hâfız Ali misilli, bir mektubunda dediği gibi “Dahi nezrim bu ki, canım sana kurban olacak!” dediğini tasdiken üstadına bedel şehid olup, şehid kardeşi büyük Hâfız Ali’nin yanına gitmiş. Bu zat-ı zülcenaheyn, ehl-i kalb ve gayet yüksek bir ehl-i ilim ve hakikat, otuz sene muallimlik perdesi altında imana hizmet etmiş ve on seneden beri Risale-i Nur’u elde edip, gizli perde altında çalışmış. Sonra da iki sene zarfında doğrudan doğruya Risale-i Nur’un yüksek hakikatlerini ve kemalâtını çekinmeyerek ruh u canıyla herkese ilan etmiştir. Cenab-ı Hak, Risale-i Nur’un herbir harfine mukabil onun ruhuna ve âlem-i berzahtaki nurcu arkadaşlarının ruhlarına binler rahmet eylesin. Âm