Emirdağ-I 318: Halil İbrahim'in bir mektubu

Lahika'ya girsin..

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

“Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44)

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.”

Muhterem, mübarek, muazzez, şefkatli ve faziletli Üstadımız Efendimiz Hazretlerine!

Evvela,

لِكُلِّ مُصِيبَةٍ؛ اِنَّا لِلّٰهِ وَ اِنَّا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ

“Her türlü musibet için (şu ayeti söyleriz): Biz şüphesiz Allah'a aidiz ve şüphesiz Ona döneceğiz.” (Bakara Suresi, 2:156)

Risale-i Nur kahramanlarından şehid merhum Hafız Ali Efendi'nin refakat-i mâneviyesine bu defa vâsıl olan Hasan Feyzi ağabeyimizin irtihali, bizleri cidden müteessir eylemiştir. Başta siz Üstadımız Efendimiz oldukları halde bütün Risale-i Nur talebelerine ve kendisinin mensup olduğu maddi ve manevi efrad-ı ailesine ve medrese-i Nuriyesine ve Denizli halkına tâziyetlerimi bildirir ve teessürlerinize iştirak eylerim. Ve nâçiz manevi hediyelerimi dergâh-ı İlahiyeye takdim eylerken, garîk-ı rahmetler ihsan buyurmasını niyazlarda bulunurum.

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ

“Her canlı ölümü tadacaktır.” (Âl-i İmrân Sûresi, 3:185)

fehvasınca, bu âlemden âlem-i ervaha götürdüğü,

وَالَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُبَوِّئَنَّهُمْ مِنَ الْجَنَّةِ غُرَفًا تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا نِعْمَ اَجْرُ الْعَامِلِينَ

“İman edip salih amel işleyenler var ya, onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. Çalışanların mükafatı ne güzeldir!” (Ankebut Sûresi 29:58)

âyet-i Sübhâniyenin işaret buyurduğu ecr-i naîm, beraatine mazhariyetinden dolayı kendisine tebrik eylerim. Ve kahramanlar ocağında bıraktığı boşluğa daha çok Hasan Feyziler sünbül vermesini eltaf-ı İlâhiyeden tazarru ve niyaz eylerim.

Muhterem Efendim! Mesmuatıma nazaran, Denizli’de bundan yetmiş seksen sene evvel büyük bir evliyadan Hasan Feyzi isminde bir zât, birgün talebelerine, “Bugün Kürdistan’da bir evliya dünyaya geldi” diye beşarette bulunmakla zât-ı devletlerini işaret buyurmuş. Bâdehu Denizli’ye başka başka perdelerle teşrifiniz, o zâtın ruhunu şâd ve i'zaz için olduğunu telakki etmiştim. Ve az zaman sonra aynı isimde müteveffa Hasan Feyzi Efendinin Risale-i Nur’a hürmetle birinci Hasan Feyzi’ye imtisalen istikbal etmesi ve Nurlara taaşşukla idhal-i envar olması, bu kanaatimi kat kat ziyadeleştirdi. Şimdi de düşündüm: Birinci Hasan Feyzi’nin vefatından sonra Said yetişti ve namına bıraktığı ikinci Hasan Feyzi de vazifesini yaptı ve Nurlara gark olarak ve yerine bırakacağı çok Hasan Feyzileri de vazife başına davet edip hayata veda etti. Cenab-ı Erhamürrâhimîn'den tazarru ve niyaz eylerim ki, Risale-i Nur’a ve Üstadımıza bu Hasan Feyzi’nin acısını unutturacak daha çok Hasan Feyziler ihsan buyursun. Ve onların başlarında Üstadımızı mesut ve bahtiyar ve muammer buyurmasını onun derya-yı rahmetinden, fazlından, inayetinden, ihsanından, ikramından, in’amından, eltâfından ümitvar olup görmekliğimizi tazarru ve niyaz eylerim.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

“Bâkî olan sadece O’dur”

Günahkâr, âciz, kusurlu talebeniz

Halil İbrahim

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.2, s.379

Emirdağ Lahikası I, Envar Neşriyat, s.197

Emirdağ Lahikası I, Tenvir Neşriyat, s.186