Kayıtlar

Mart, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Emirdağ-I 363: Profesör misyonerler Zülfikar ve Asâ-yı Musa'yı haber almışlar

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvelen : Zülfikar ve Asâ-yı Musa'nın manevi fütuhatından şimal-i garbîde bu asrın Kuran'a şiddet-i ihtiyacını üç medeni devletin kuvvetli imzalarıyla imza ettikleri gibi, bu defa Amerika'nın en büyük alim ve feylesof ve misyonerlerinden aynen Ayet-ül Kübra'nın birkaç hakikatini ve Asâ-yı Musa'nın vahdaniyet-i İlâhiyenin iman-ı billah hüccetlerinden bir hakikatini aynen dava edip Amerika'dan yazması ve buradaki Millet Mecmuasında neşretmesini imza ediyor, diye bana hizmet eden şakird söyledi. Demek en küçük hadiseyi

Emirdağ-I 362: Bu yakınlarda iki Miralay ve bir Mebus, Üstadın yanına geldiler

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Çok mübarek ve muhterem Ağabeylerimize! Bu yakınlarda Üstadımızın yanına ehemmiyetli iki Miralay (ikisi de jandarma kumandanlarından), bir de ehemmiyetli bir Mebus (partinin müfettişlerinden) Üstadın yanına geldiler. Uzun bir sohbetten sonra, üçü de kemâl-i teslimiyetle, Üstada dostluğa karar verdiler. Ve birisi, şimdiden Risale-i Nur talebesi olmuş. O Mebus (müfettiş-i umumi), Eski Said’in dostuymuş. Gittikten sonra haber aldık ki, bu zatın vasıtasıyla eski dahiliye vekili ve şimdi partinin kâtib-i umumisi olan Hilmi Bey, bilhassa hususi olarak Üstadın ziyaretine

Emirdağ-I 361: Hilmi Bey ile bir Hasbihal

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) -Esselamu Aleyküm- Eski dahiliye vekili, şimdi parti kâtib-i umumisi Hilmi Bey! Evvela : Yirmi sene zarfında bir tek istida Dahiliye Vekili iken sana yazdım. Fakat yirmi senelik kaidemi bozmadım, vermedim. İstersen sana okuyacağım. Hem eski dahiliye vekili, hem şimdi kâtib-i umumi sıfatlarıyla seninle konuşacağım. Yirmi sene hükümetle konuşmayan, tek bir defa yine hükümet hesabına hükümetin büyük bir rüknü ile konuşan adam, on saat kadar söylese azdır. Onun için siz, benimle konuşmayı bir iki saat müsaade ediniz. Sâniyen : Şimdi partinin kâtib-i umumisi itibarıyla size bir hakikati beyan etmeye kendimi mecbur biliyorum. Hakikat de şudur: Sen kâtib-i umumi olduğun Halk Fırkasının millet karşısında gayet ehemmiyetli bi

Emirdağ-I 360: Ölümden evvel sizi bilfiil vâris yapmaya dair..

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvela, size hayatımda vefattan sonra elinize geçecek manevi malımı ve hukukumu size vermeye ve مُوتُوا قَبْلَ اَنْ تَمُوتُوا “Ölmeden önce ölünüz” sırrına binaen, ölümden evvel sizi bilfiil vâris yapmaya dair bir Nur şakirdi sordu ki: “Hikmet nedir? Sizi daha çok zaman aramızda görmek istiyoruz. İnşallah öyle kalacaksınız.” Ben de dedim ki: Eğer vefattan sonra bu hakiki ve hakikatli vârislerin eline bu malım geçse, dünya malı gibi bir derece taksim olur. Derecesine göre herbirisi maldan bir kısmına hakiki malik olur, umumuna mâlik olamaz. Fakat ölümden evvel vârislere verilse, emvâl-i uhrevî gibi, herbirisi umum o mala, o nur lâmbasına dere

Emirdağ-I 359: Risale-i Nur'u kendi namına latinceye çevirip satan..

[Mahremdir. İkinci ihtarın bizim tarafımızdan bir izahıdır.] Üstadımızın mektubunda Risale-i Nur’un kıymetini düşürmeye bir hâdise, Üstadın ifşasına rızası olmadan bera-yı malumat siz kardeşlerimize haber veriyoruz. Aldığımız habere göre Üstad’a kendini dost gösteren birisi, aleyhimizdeki siyasi bazı adamlarla Nur’a dair görüşmesi neticesinde, Nur’un hem parlak kıymetinden maddi istifade edip halka satmakla paraca istifade etmek, hem kendi eseri ve kendi yazdığı gibi hiç Nur ismini vermeyerek ve Nur’un mesleğine muhalif kendi mesleğine âlet etmek ve hususi efkârını Nurlara karıştırmak suretinde yeni harfle İstanbul’da neşrine başlamış. Hatta bu işi tam başa çıkarmak ve bu çalması tam anlaşılmamak için bazı siyasileri vasıta yapıp Nazif’i yeni harflerle yazmamak için tevekkufa sebebiyet vermiş. Hiçbir maksada ve hiçbir cereyana âlet olmayan ve ihlasın tam esası üzerine giden Risale-i Nur böyle müşevveş maksadlara âlet yapmak büyük bir zarardır, kıymetini sukut ettirir,

Emirdağ-I 358: Size bir vaziyeti söyleyeceğim, telaş edecek bir şey değil

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık, sebatkâr, hâlis, fedakâr kardeşlerim! Evvela : Mübarek emanet-i Zülfikariyeyi aldım. Yarı fiyatı gönderilmiş, yarısı da inşallah yakında gönderilecek. Size bir vaziyeti söyleyeceğim. Sakın eskide vasiyetnamemden müteessir olduğunuz gibi müteessir olmayınız. Telaş edecek bir şey değil. Yalnız bir hakikati ihtar ile size ve Nur’un has şakirdlerine Nur’a ait hukukumu ve Nurlar’ın hukukunu müdafaa vazifemi size havale ediyorum. Madem bu vazifeyi herhalde bir zaman deruhde edeceksiniz. Şimdiden o hukuku, o vazifeyi sizlere bırakıyorum. İnşallah h