Emirdağ-I 363: Profesör misyonerler Zülfikar ve Asâ-yı Musa'yı haber almışlar
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ “Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.” وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ “Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.” Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvelen : Zülfikar ve Asâ-yı Musa'nın manevi fütuhatından şimal-i garbîde bu asrın Kuran'a şiddet-i ihtiyacını üç medeni devletin kuvvetli imzalarıyla imza ettikleri gibi, bu defa Amerika'nın en büyük alim ve feylesof ve misyonerlerinden aynen Ayet-ül Kübra'nın birkaç hakikatini ve Asâ-yı Musa'nın vahdaniyet-i İlâhiyenin iman-ı billah hüccetlerinden bir hakikatini aynen dava edip Amerika'dan yazması ve buradaki Millet Mecmuasında neşretmesini imza ediyor, diye bana hizmet eden şakird söyledi. Demek en küçük hadiseyi