Emirdağ-I 360: Ölümden evvel sizi bilfiil vâris yapmaya dair..

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.”

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Evvela, size hayatımda vefattan sonra elinize geçecek manevi malımı ve hukukumu size vermeye ve

مُوتُوا قَبْلَ اَنْ تَمُوتُوا

“Ölmeden önce ölünüz”

sırrına binaen, ölümden evvel sizi bilfiil vâris yapmaya dair bir Nur şakirdi sordu ki: “Hikmet nedir? Sizi daha çok zaman aramızda görmek istiyoruz. İnşallah öyle kalacaksınız.”

Ben de dedim ki: Eğer vefattan sonra bu hakiki ve hakikatli vârislerin eline bu malım geçse, dünya malı gibi bir derece taksim olur. Derecesine göre herbirisi maldan bir kısmına hakiki malik olur, umumuna mâlik olamaz. Fakat ölümden evvel vârislere verilse, emvâl-i uhrevî gibi, herbirisi umum o mala, o nur lâmbasına derecesine göre mâlik sayılır. Herbirisi küçük birer Said olur. Bir nöbetçi yerine, binler nöbetçiler olur. Said’in, irsiyette yalnız binden bir hisse sahibi bir Nurcu olmaz, belki tam bir genç Said olur. Meselâ o emvâl, emvâl-i Nuriye, faraza bir hazine kadar olsa, binler Nurculara tevziatta, taksimatta yirmişer, yüzer altın düşebilir. Fakat vefat etmeden onları onlara vermek, bir sırr-ı azîme binaen, herbirine istidadına göre, haslara bir milyon birden düşebilir. Bu sırrın bir sırrı var, şimdi izah edemem.

Yine o şakirt dedi ki: “Herbir has şakirdin, senin gibi hayatını ve bütün rahatını feda edebilir mi ki, o koca malı bütün birden alsın?”

Ben de dedim ki: İnşallah, tesanüdün sırr-ı azîmiyle -ki, üç elifi tesanüdle yüz on bir kuvvetinde gösterdiği gibi- has şakirtlerin mabeynindeki tesanüd-ü hakikinin verdiği kuvvet, benim gibi bir biçarenin sizce fevkalâde zannedilen fedakârlığından geri kalmayacaktır inşallah.

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.3, s.25

Emirdağ Lahikası I, Envar Neşriyat, s.216

Emirdağ Lahikası I, Tenvir Neşriyat, s.204