Emirdağ-I 359: Risale-i Nur'u kendi namına latinceye çevirip satan..

[Mahremdir. İkinci ihtarın bizim tarafımızdan bir izahıdır.]

Üstadımızın mektubunda Risale-i Nur’un kıymetini düşürmeye bir hâdise, Üstadın ifşasına rızası olmadan bera-yı malumat siz kardeşlerimize haber veriyoruz. Aldığımız habere göre Üstad’a kendini dost gösteren birisi, aleyhimizdeki siyasi bazı adamlarla Nur’a dair görüşmesi neticesinde, Nur’un hem parlak kıymetinden maddi istifade edip halka satmakla paraca istifade etmek, hem kendi eseri ve kendi yazdığı gibi hiç Nur ismini vermeyerek ve Nur’un mesleğine muhalif kendi mesleğine âlet etmek ve hususi efkârını Nurlara karıştırmak suretinde yeni harfle İstanbul’da neşrine başlamış. Hatta bu işi tam başa çıkarmak ve bu çalması tam anlaşılmamak için bazı siyasileri vasıta yapıp Nazif’i yeni harflerle yazmamak için tevekkufa sebebiyet vermiş. Hiçbir maksada ve hiçbir cereyana âlet olmayan ve ihlasın tam esası üzerine giden Risale-i Nur böyle müşevveş maksadlara âlet yapmak büyük bir zarardır, kıymetini sukut ettirir, diye Üstadımızın rızası olmadan size haber veriyoruz.

Üstadımız böyle şeyleri hissettiği vakit derdi ki: “İstanbul’da Şefik, Gönenli Hâfız Mehmed ve eski talebesi Mehmed Mihri ve Hacı Bekir gibi Barlalı dostlar, hususen Tahirî’nin akrabasından Hacı Nazif ve matbaacı Aziz ve Yeşil Şemsî gibi Nur’un dostları var. İnşallah bu çeşit çalmalarla Nur’un kıymetine bir suikast gelmez” diyordu. Fakat şimdi Üstad’ın bu hüsn-ü zannı hapis arkadaşları olan Şefik, Şemsî, Gönenli sükûtuyla ve başkaların aldırmamasıyla kırılabilir. Bu çalmalara karşı şâşaa etmeden oradaki hakiki şakirdler gizlice anlasınlar, Nur’un hangi risalelerini yeni hurufa çevirmişler, o adama da bildirmesinler. Eğer o adam "Nur hesabına neşrediyorum, benim eserim değil, Nur’un parçasıdır.." Başlarında Risale-i Nur ismi yazılsın. Yoksa kanunen bu nevi çalmak memnûdur. Sahibinin izni gerektir. Sahibi ise Nur’un has şakirdleridir. Zaten Üstad, hakkını onlara bırakmış.

Hem orada kendi namlarına neşrettiği aynı parçaları orada Nur şakirdleri bir makine ile yeni harfle ve aynı parçaları bir mecmua suretinde çıkarsınlar, tâ bir bulantı vermesinler.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

“Bâkî olan sadece O’dur”

Çok kusurlu Emirdağ Nur şakirdlerinden

Hayri ve Mustafa

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.3, s.23