Emirdağ-I 324: Zülfikar tamamlanmasını ve Asa-yı Musa'ya başlanmasını tebrik ediyoruz

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

“Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44)

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.”

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Evvela: Sizin Zülfikar tamamlanmasını ve Asa-yı Musa'ya başlanmasını tebrik ediyoruz. Sizin karar ve tensibleriniz bizce maslahattır diye kanaatimiz var. Hatta burada yazılan tedbirlerin ve mektupların ıslah ve tebdilinde muhtarsınız. Sabri ve Süleyman'ı evvelce sormuştum. "Yolda rahatsız oldular mı, haber almadım?” diye merak ediyorum.

Saniyen: Ehemmiyetli bir ihtara binaen iki nurcuya bir tedbiri beyan ederken size leffen gönderilen parça bazı kısımları nota edildi. Belki size de bir faydası olur diye gönderildi.

Salisen: Kastamonu'yu ve içindeki kardeşlerim ve hemşirelerimle alâkadar bir merak ile düşünürken bana haber verildi ki, pek ciddi hemşirelerimizden nurcu Zehra oradaki hemşirelerimizin belki oradaki umum nurcuların ve Kastamonu'nun namına bu hastalık harareti zamanında arzuladığım bir miktar elmaları bir ay evvel trenle Afyon'a göndermiş. Onun namına gönderilen Hayri kardeşimiz haber almış. Gelmesi için bir adam göndermiş. Fakat o adam unutmuş. Ben şimdi haber aldım. Kastamonu'daki Mehmed Feyzi, o mübarek hemşiremiz Zehra'ya o elma teberrüküne mukabil hangi risaleleri isterlerse, değil teberrüküne mukabil, belki Risale-i Nur'un ona bir hediyesi olarak verilsin. Orada bulunmazsa Nazif'ten veya Ahmed Kureyşi'den tedarik edilsin.

Rabian: Ehemmiyetli bir kardeşimiz Devrekanili Ahmed Kureyşi'nin Devrekan talebeleri namına hususen muhterem pederi ile yazdığı güzel mektubundan, ziyade mesrur oldum. Ben de onu ve babasını ve arkadaşlarını ve sebatlarını ve hizmette devamlarını tebrik ediyoruz. Ve onun pek mübarek iki acip ve müjdeli rüyasını Allah hayretsin, tebrik ediyoruz, çok güzeldir. Fakat tabire hal ve vaktim müsaade etmiyor. Hem hastalığıma yardım etmeyi dua edip ve aynı zamanda hastalanması ve vücuduyla yardım etmesi onun şiddet-i alakasına ve kemal-i sadakatine bir emaredir. Küçük Hüsrev Mehmed Feyzi'nin aynen benim oradaki vaziyetimi alıp onunla görüşen benimle görüşmüş gibi tesellidar vaziyeti, Ahmed Kureyşi mektubunda tahsinkârâne bahsediyor. Cenab-ı Hak onlar gibi çok Ahmedleri ve Feyzileri o havalide çoğaltsın. Bütün Kastamonu'daki Hilmi, Emin, İhsan ve isimlerini yazmaya kağıt müsaade etmediği ve onları her vakit hasretle tahattur ettiğimi ve takdir ve tahsinle düşündüğümü selamımla tebliğ ediniz.

Hamisen: Merhum Asım Bey'in vârisi ve nurlara güzel kalemiyle çok hizmet eden eski ve yeni kardeşimiz nurculardan Yakup Cemal'in Denizli'nin bir kısmı namına yazdığı güzel mektubundan çok memnun oldum ve ferahlandım. Hem ona hem oradaki Şeyh Hacı Ali Efendi'ye, hem Ahmed bin Bakırcı Mehmed Ali, Mustafa Tevfik gibi nurlarla alakadarlara da çok selam ediyorum. Yakup Cemal'i eski zamanda bildiğim gibi şimdi de öyle biliyorum. İnşallah o Nazilli tarafında merhum Hasan Feyzi'nin kalem hizmetini görecek ve mektubunda ismi bulunan altı mahdumunu ileride nurun altı masum şakirtleri nazarıyla bakıyorum. Allah onları nurlara bağışlasın, âmin.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

“Bâkî olan sadece O’dur”

Umum kardeşlerimize birer birer selam ve dua eden

ve duanızdan kati surette istifade eden kardeşiniz

Said Nursî

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.2, s.401