Emirdağ-I 347: Kardeşim Süleyman Rüştü! Çok mübarek olan senin rüyan..

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

“Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44)

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.”

Aziz, sıddık, sebatkâr, bahtiyar kardeşim Süleyman Rüştü!

Seni ve kardeşin kahraman Burhan’ı ve senin iki mübarek, masum evladını ve senin hane halkını, Risale-i Nur namına ve umum şakirtleri hesabına ruh u canımızla sizi tebrik ediyoruz. Böyle kudsi ve daimi sevap kazandıracak uhrevi bir hizmete muvaffakiyetinizi, Isparta ve bu memleket istikbalde alkışlayacaktır. Size çok hayırlı duaları kazandıracak. İnşallah, Zülfikar gibi daha çok emsaline de muvaffak olursunuz. Bu acip şerait içinde bu fevkalâde muvaffakiyet, hem Zülfikar’ın, hem sadakatinizin bir kerametidir.

Çok mübarek olan senin rüyan ki, emr-i İlahi ile, Kuran’ı Hazret-i Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâma vermek, Hazret-i Cebrail’in vazifesinin bir cilvesidir. İşarettir ki, bu hizmetiniz hem rıza-yı İlahîye, hem rıza-yı Peygamberîye (a.s.m.) muvafıktır. Mu’cizât-ı Kuraniyeyi, Mu’cizât-ı Ahmediye vasıtasıyla ümmet-i Muhammediyeye (a.s.m.) tebliğ etmek mânâsıyla senin rüyan tâbir edilir.

Nasıl bir küçücük cam parçasında güneşin bir timsali, ziyasıyla o elindeki camı tutanla münasebettar olur, bir nevi muhabere eder. Öyle de hususi bir tecelli ile, rüyalarda -Selef-i Sâlihînde bu çeşit rüyalar görülmüş- makbuliyet ve rıza alâmetidir. Hazret-i Peygamber'in (a.s.m.) yanında gördüğün adam da, Nur ve Risale-i Nur şakirtlerinin şahs-ı manevîsidir.

Umumunuza selam ve hane halkınıza çok dua ve bilfiil Zülfikarın tabına çalışanlara binler barekâllah deriz.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

“Bâkî olan sadece O’dur”

Kardeşiniz

Said Nursî

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.2, s.461

Emirdağ Lahikası I, Envar Neşriyat, s.212

Emirdağ Lahikası I, Tenvir Neşriyat, s.199