Emirdağ-I 293: Bu memleket, bir Avrupayı doğuracak, çünkü onun medeniyetiyle hamiledir

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

“Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44)

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.”

Ağabeyim Abdurrahman Salahaddin’in Medreset-üz Zehra’nın Câmi-ül Ezher reisine gönderdiği Asâ-yı Musa ve Zülfikar-ı Mucizat-ı Ahmediye’den bir kısmı münasebetiyle latif bir hâdiseyi mahrem bir yerden işittim, aynen yazıyorum:

Kırk seneye yakın bir zaman evvel Üstad İstanbul’a gittiği vakit, ulemalar münazara edip ilzam edememişler. Meşhur Câmi-ül Ezher reisi allâme bir zât oraya gelmiş. Hocalar ona demişler: “Bizim bedelimize onu ilzam et.” O da bazı hocalarla Ayasofya avlusundaki çayhanede rastgelmiş ve gelecek sual ve cevap vuku bulmuş. Fakat cevabın ikinci parçası mutaassıb bazı zâtlara ağır gelmiş, itiraz etmişler. “Senin bu memleket hakkında sû-i zannın var” demişler. Onun için Üstad sonra vakıayı hikâye ettiği vakit, başkalarının taassubuna ilişmemek için ikinci kısmı söylemiyordu. Fakat o zaman söyledi. Evet, dedi vakıa şöyledir:

Câmi-ül Ezher reisi allâme Şeyh Bahit Hazretleri kırk sene evvel İstanbul ulemasının tedbiriyle Üstadımızı ilzam etmek için Ayasofya çayhanesinde bazı hocalarla geldiği vakit en birinci sorduğu sual budur:

يَا اَخِى مَا تَقُولُ فِى حَقِّ اَوْرُوبَا وَالْعُثْمَانِيَّةِ

Yani “Avrupa ve Osmanlı memleketi hakkında fikrin nedir?” Üstad da demiş ki:

اِنَّ اَوْرُوبَا حَامِلَةٌ بِالْإِسْلاَمِ فَسَتَلِدُهُ يَوْمًا مَا وَاِنَّ هٰذِهِ الْمَمْلَكَةَ حَامِلَةٌ بِاَوْرُوبَا وَسَتَلِدُهَا اَيْضًا يَوْمًا مَا

Yani “Avrupa İslamiyet’le hamiledir, elbette bir gün doğuracak. Ve bu memleket de bir Avrupayı doğuracak. (Bu cümle mahremdir.) Çünkü onun medeniyetiyle hamiledir.” O vakit Câmi-ül Ezher reisi hocalara demiş ki: “Bu adamla münazara edilmez, ilzam edilmez. Benim fikrim de bu merkezdedir.”

Evet o reisin takdirine mazhar olan Üstad’ın verdiği o haberin yarısı çıkmış. İnşallah öteki yarısı da çıkacaktır. Bu fikre binaendir ki, işittiğime ve anladığıma göre Üstad bu harbin evvelinden bir sene evvel “Bir devlet İslamiyet’e kuvvet verecek ve İslam olacak” diye merakla bakmış. Sonra anladı ki, zaman gelmemiş. Daha yedi sene bakmadı. Bu vesileyle umum nurcu kardeşlerimizin ellerinden öper, bayramlarını tebrik ve selam ederim.

Risale-i Nur’un âciz, biçare bir şakirdi ve hâdimi

Ceylan

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.2, s.309