Emirdağ-I 283: Yaşayışım ancak bu hizmet-i Nuriye için olduğuna şüphem yok (Hulusi)

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ تَعَالٰى وَبَرَكَاتُهُ مِنَ الْأَزَلِ اِلَى الْأَبَدِ

“Allah Teâlâ’nın selamı, rahmeti ve bereketleri ezelden ebede kadar üzerinize olsun.”

Aziz ve muhterem Üstadım!

Maddi bir endişe ve düşünceden değil, insafsız insanların çok haksız olarak sizden bir fenalık tevehhüm etmelerine karşı manevi arzunuza sem' ve tâa demekle manalandırabileceğim. "Uzaklığın alameti olan muhabere âdetim değil" buyurmuş olan Üstadımla doğrudan doğruya muhaberem hâl-i inkıtâ'dadır. Nurları mütalaa ve yazmak ile namaz ve niyazlarda muhabere ve muvasala lillahilhamd devam ediyor.

Zilkade içinde maddi vazifem sarıkamışa tayin suretinde tecelli etti. Kars'taki Hizb-i Kur'anî, Hakîm ve Rahîm Rabbimin inayeti nurlu hizmette istihdamı lillahilhamd devam ettiriyor. Nihad ile görüşmek arasıra mümkün oluyor. Kars'taki bir muhib için Sözler'i yazmaktayım. Maalesef bizzat yazanlar pek az fakat dinleyenler, imanlarını kuvvetlendirenler pek çok. Yazma işini hep bana bırakıyorlar. Ben de maalesef layıkıyla buna muktedir olamıyorum. Muhtelif yerlerdeki uhrevi kardeşler iştiyaklarını bildirdikçe nurlu sözlerden yazmakta ve göndermekteyim.

Benim hâdimliğim manzume-i Nuriyede Neptün'ün manzume-i şemsiyedeki dairesi gibi merkezden çok uzak bir dairede devam ediyor. Öyle garip tecelliyat var ki sanki dest-i gaybî sâfî bir zata imanî bir devânın yetiştirilmesini daire-i Nuriye hanedanı, faal ve nurani hâdimlerine bedel çok kusurlu bir hâdimi memur ediyor. On altı sene evvel dediğim gibi; yaşayışım ancak bu hizmet-i Nuriye için olduğuna şüphem yok.

Îd-i adhânızı tebrik eder, kemal-i tâzim ve ihtiramat ve edeple mübarek ellerinizi iştiyakla öper hayır duanızı istirham eylerim. Bütün Hizb-i Kur'ânî ferdlerine binler birer birer selam ve dualar.

اَلْبَاقِى اَلْحُبُّ فِى اللّٰهِ

“Bâkî olan, Allah için muhabbettir.”

Muhibb-i muhlisiniz

Hulusi

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.2, s.284