Emirdağ-I 255: İşte hüdhüdün müjde sözü doğru çıktı

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.”

Aziz, sıddık, mübarek, sarsılmaz kardeşlerim!

Evvelâ: Hadsiz şükür ve hamd ü sena ediyorum ki, sizlerin bu mektuplarınız, hem Hüsrev ve arkadaşlarına ve makinelerine, hem Nazif ve yardımcılarına ve makinesine ve bu kudsî yeni hizmette devam edebilmelerine ait sıkıcı çok endişelerimi izale ettiler. Binler elhamdülillah. Hattâ mektuplarınızı aldığımdan bir gün evvel, araba ile gezmeye çıkmıştım. Birden, Kur'anın medhine mazhar olan hüdhüd-ü Süleymanî kuşu bir müjde vermek istiyor gibi onbeş dakika kadar yolumuzu takiben sağa sola ve yola konup, uçup ve yine gelip, hiç bu acip tarzı görmediğimiz suretten, kanaatim geldi ki, yarın beni mesrur edecek bir haber alacağım. Beni gezdiren Nureddin'e dedim. O da benim gibi o kuşun o garip vaziyetinden hayret ediyordu. Birden, biz onun sırrını ifşa ettiğimizden kayboldu. İkinci gün, hem tesellikâr Nazif'in mektubunu ve makinesinin yeni mahsulünü, hem Abdurrahman Salahaddin'in medar-ı merak mektubunu ve bana şapka için Ankara'da sıkıntı veren vali Nevzad'ın intiharıyla, kendi tokadını ve cezası kendi eliyle verilmesini ve Zülfikar hizmetine hiç bir taarruz olmadığını ve devam ettiğini, hem Medresetüzzehra'nın kahramanları hiç telaş etmeyerek Zülfikar'a devamlarını ve hakikat-ı hâli beyan etmelerini; ve çok alâkadar olduğum Atabey kahramanlarının ve Lütfü vârislerinin ve büyük merhum Hâfız Ali'nin vekil ve vâris ve hizmet-i Nuriyede muktedir arkadaşlarının, Tahirî ve Abdullah Çavuş'un tebrik mektublarını ve Aliköyü'nün imamı Ali'nin bu yeni taarruzda pek merdane ve Nur şakirdlerine lâyık bir tarzda ve hükümette suallerine karşı manidar ve hakikatli cevaplarını aldım ve dedim: "İşte hüdhüdün müjde sözü doğru çıktı."

Sâniyen: Nasılki Asâ-yı Musa risalesi tabiatte boğulanları dalaletten kurtarıyor ve bu zamanda herkese, hususen şübheye ve inkâra düşenlere lâzımdır ve tiryaktır, öyle de Zülfikar, ehl-i imana ve ehl-i ilme ve bilhassa hâfızlara elzemdir. Her bir hâfız-ı Kur'an, bu mecmuaya bu zamanda şiddetle ihtiyacı var. Kur'anın kırk vecihle i'cazını beyan eden bu eser, her hâfızın elinde bulunmalı.

Sâlisen: Şimdiye kadar hiç bir zaman tarih göstermiyor ki, Risale-i Nur gibi, pek çok taifelere ve mesleklere hücum eden, bu derece pek az ve hafif tenkitle kurtulmuş olsun. Hattâ yüz derece daha az zahmetle, yüz derece kudsî hizmet ve mücahede mukabilinde, küçük ve muvakkat ve netice itibarıyla hayırlı bir-iki hapis ve iki-üç inayetli ve fütuhatlı musibet gördüler. Umuma binler selam ve muvaffakiyetlerine dua.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

“Bâkî olan sadece O’dur”

Kardeşiniz

Said Nursî

Mübarek Üstadımızın müjdeci hüdhüd kuşu hadisesini aynen gördüm. Bütün kuvvetimle tasdik ediyorum. Nureddin

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

Aziz kardeşlerim!

Nazif’in makine ile yazdığı, çok güzel ve sıhhatlidir. Binler bârekâllah ve veffakakümullah. Yanlışları az ve ekserce noktalardadır. Bazan ح خ , خ ح yazılmış. Mana bir derece değişir. Mâşallah, Kastamonu dahi Nazif’in yardımına koştuğu, ehemmiyetli Nurculardan Feyzi ve Emin 170 lirayı Zülfikar’ın masrafına vermeleri ile gösterdi.

Said Nursî

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.2, s.224

Emirdağ Lahikası I, Envar Neşriyat, s.177

Emirdağ Lahikası I, Tenvir Neşriyat, s.167