Emirdağ-I 254: Eğer bu Recep o Recep ise benim selamımı ona söyleyebilir

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

“Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44)

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حَاصِلِ ضَرْبِ حُرُوفِ ذُوالْفِقَارِ الْمَطْبُوعِ فِى عَاشِرَاتِ دَقَائِقِ لَيْلَةِ الْقَدْرِ وَيَوْمِ الْعِيدِ

“Matbu Zülfikar'ın harflerinin, leyle-i kadir ve yevm-i îd'in dakikalarının aşireleriyle çarpımın hâsılı adedince Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun.”

Aziz kardeşlerim, sıddık arkadaşlarım ve mübarek yoldaşlarım!

Evvelen: On adet mektuplarınızdaki bayram tebriklerinize mukabil Risale-i Nurun şahs-ı manevisi namına bin

بَارَكَ اللّٰهُ فِى عِيدُكُمْ وَاَسْعَدَكُمُ اللّٰهُ فِى عُمْرِكُمْ وَوَفَّقَكُمُ اللّٰهُ فِى خِدْمَتِكُمُ النُّورَانِيَّةِ آمِينَ

“Allah bayramınızı mübarek eylesin, Allah ömrünüzde sizi mesut kılsın, Allah nurani hizmetinizde sizi muvaffak kılsın.”

deriz.

Saniyen: Şimdi üç cihette hâlim müsaadesizliği sebebiyle şu mübarek mektuplarınıza cevap veremediğimden sıkılmayınız. Vaktim olsaydı ayrı ayrı konuşacaktım. Her mektupta ismi veya bahsi bulunan bütün o kardeşlerime ve hemşirelerime birer birer selam ve dua ederiz. Başta Medresetüzzehra kahraman şakirdleri ve İnebolu ve Kastamonu ve Safranbolu fedakârları ve Denizli ve Milaslı muhlis nurcuları olarak umum nur şakirdlerini belki bu memleketi belki alem-i İslamı Zülfikar'ın teksir makinesiyle ehl-i imanın imdadına yetişmesini tebrik ve bu manevi bayramımızı tes'id ederiz. Ve bu pek ehemmiyetli ve kudsi hizmete zarar gelmemek için herbir tedbir ve ihtiyat ve dikkat ve sebatı tavsiye ederiz.

Salisen: Halil İbrahim'in maddeten dahi o hizmete yardımı inşallah makbuldür. Ve Hasan Feyzi, Hâkim-i Adil'in Konya'ya naklini nurlar noktasından sorması ise, Denizli razı olsa, Konya kemal-i memnuniyetle kabul eder, nurlu sinesine basar, kucağına alır. Nur santrali Sabri'nin dairesinden Eğirdir ve Barla'da onun eski muhterem kardeşlerini ve yeni çalışkan arkadaşlarını unutmuyorum. Nurlara çok hizmet eden Atabeyli Ali Osman'ın ve Çamdağında gaybî bir ekmeğin şâhidi Barlalı Mübarek Süleyman'ın mektuplarını Sabri'nin mektubu içinde gördüm. Üçüne barekallah dedim ve maşallah derim ve Ali Osman'ın mektubunda isimleri bulunanlara hususi selam ederim ve Medresetüzzehra'nın demirbaş eski talebelerinden Katip Osman'ın umum nurcular hesabına yazdığı bayram tebriknamesini umumun namına ruh u canımızla kabul ve o nurcular adedince Barekallah deriz.

Yine o havali şakirdlerin namına Hüsrev'in mektubu içinde küçük Ali Rıza'nın tebrikine ve Zülfikar Mecmuasını hediye etmesine karşı herbir harfine mukabil on hayır defter-i hasenatına ilave edilmesini rahmet-i İlahiyeden niyaz ederiz. Çok güzel kalemli ve çok ince hisli ve nurlara alakası çok kuvvetli Âtıf'ın buraya tashih için gönderdiği ve müstesna kalemiyle yazdığı Hulasatü'l Hulasa'dan pek şirin ve kendi evvelce yazdıkları salavat-ı nuriye kıtasında iki nüshayı şimdi tashihe vakit bulamadım. Sonra göndereceğim.

Salih Yeşil bayram için mektubunda Başbakan ve onun dostu Recep Bey'den bahseder. -Siz benim tarafımdan yazınız ki- bilmukabele bayramını tebrik edip derim: Yirmidört sene evvel Ankara'ya gittiğim zaman Recep Bey namında vicdanlı ve dindarları sever bir zatı gördüm. Eğer bu Recep o Recep ise benim selamımı ona söyleyebilir. Fakat bana işkenceli zulmedenler cihetinde şekvayı demesin. Çünkü ben onların her nev taciz ve tâziplerine karşı sabır ve tahammüle karar vermişim. O zalimlere daimi Cehennemi ve bize ebedi Cenneti kazandıran bu muvakkat sıkıntıları netice itibarıyla hoş görüyorum. Hem medar-ı hayret ve ibret ve şükrandır ki bu mazlumiyet ve gurbet zamanımda bütün memleketimden en ziyade benim imdadıma koşan Erzurum adamlarıdır. Hatta Kastamonu'da ve Konya'da ve Afyon'da ve İstanbul'da onlardır ki beni Erzurum'la alakadar ve ahalisine çok minnettar eylemişler.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

“Bâkî olan sadece O’dur”

Umuma selam ve dua ve istid'a eden kardeşiniz

Said Nursî

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.2, s.221