Emirdağ-II 795: Urfa nur talebelerinden Abdullah ve Abdülkadir’in bir mektubu

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

“Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44)

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.”

Çok sevgili, ruh u revanımız Üstadımız Efendimiz Hazretleri!

Evvelen: Hadsiz selam ve hürmetlerimizi arz eder el ve ayaklarınızı Hacerü’l-Esved gibi öperiz ve dualarınızı her an bekler âcizane dualar eder hizmet-i Kuraniyeniz için muvaffakiyetler Cenâb-ı Rabb-i Müsteân'dan niyaz ederiz.

Sâniyen: Oradaki kardeşlerimizin yazdıkları mektubu Abdurrahman ve Haydar’a verdik ve içinde olan selamlarınızı ve onlara dua ettiklerinizi söyledik. Kemal-i sürur ile karşıladılar.

Sâlisen: Abdülkadir’in askerliği için reyimize gelince, evvelen askerlik kadrosu dolmuş olduğundan şimdilik şube almıyor. Hem de benim emsalime tebligat ellerine verildi, fakat benim elime tebliğ gelmediği için tehir edilmiş zannediyoruz. Gerçi benim ismimi karakolumuzdan istemişlerdi, fakat bana tebliğ gelmedi. Hem de Abdullah kardeşimizin yardımına belki, “Babam tamamıyla hizmet edemeyecek” diye tehirime karar verdik.

Râbian: Şam’daki İhvan-ı Müslimin’den selamlarını umum Nurculara söylediklerini Abdülhadi Beşir kardeşimiz yazıyor. Hususen onların merkezlerinin reisi Molla Said Efendi dahi çok selam ediyormuş. Hem buradaki umum kardeşlerimize umumen oradaki kardeşlerimize başta siz Üstadımız olarak hep selam ediyorlar.

Hâmisen: Afyon’da bırakılan risalelerden hususen Sözler, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Mektubat, Siracunnur, El-Hüccetüzzehra, Lemalar, Tılsımlar, Tiryak, Rahmet Şefkat ilaçları mecmualarından çok istekliler var. Hususen şarkta hele her zaman istiyorlar. Bunlardan mevcut varsa her bir mecmuadan birkaç tane gönderilse çok iyi olur.

Tekrar binler selam ile arz-ı hürmetlerle el ve ayaklarınızdan öperiz.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

“Bâkî olan sadece O’dur”

Duanıza muhtaç talebeniz

Abdullah, Abdülkadir

Hususi Arşiv, no.3183