Emirdağ-I 298: İnebolu ve civarı nur şakirtlerinin bir mektubu

Tadilden sonra Lahika'ya girsin..

Üstadımız emretmişler ki, tadilden sonra Lahika'ya kaydedilsin. Biz de tadil edilecek kelimeler çok olmadığından tadil etmeden Lahika'ya geçirdik.

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

“Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44)

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.”

Çok sevgili ve çok müşfik Üstadımız Efendimiz Hazretleri!

Risale-i Nur'un hurufatı adedince Cenab-ı Hakk'a şükürler olsun ki, başımızda kurtarıcımız, şefîimiz, baş tacımız, sevgili Üstadımız olarak tekrar bizleri bu mübarek günlerde bulundurdu. Elhamdulillah bu sebeple siz sevgili Üstadımızın da hulûlüyle müşerref olduğumuz îd-i saîd-i adhânızı bilcümle İnebolu Nurcuları cemi nurcu kardeşlerimizle beraber tebrik eder, bu vesile ile vücud-u nazikânelerinizin her an sıhhat ve rahat üzere olarak nice bayramlara hep beraber ermemizi Cenab-ı Erhamürrâhimîn'den her an dua ve niyaz eyleriz.

Çok sevgili ve canımız Üstadımız Efendimiz! Zat-ı pâkınıza şu tebrikâtımızı Zülfikar-ı Mucizatın tabı ile ve bu hususta gerek ferden ve gerek toplu şekillerde gece ve gündüz uhdemize düşen vazifeleri eda etmemizden hasıl olan neşe ve heyecan içinde yazmak arzusunda iken son günlerde aldığımız çok keder veren ve bizleri ağlatan câniyane zâlimane bir şekilde siz sevgili ve ruhumuz Üstadımıza yapılan vahşi zehirli saldırış üzerine hâlimiz çok elemli olmuştur. Sevgili Üstadımıza ve Risale-i Nur'a yapılan bu dehşetli suikast, düşmanlarımızın bizim hakkımızda ne düşündüklerini bir defa daha bize hatırlatarak bizleri vazifelerimiz etrafında daha sıklaştırmış, bünyân-ı mersûs olan kale-i Nûriyede gecesi ve gündüzü hesap edilmeden ihtiyatı elden bırakmamak şartıyla bütün nurcu kardeşler seferber bir halde, hâssaten Zülfikar vazifesine sarılmış ve bir an evvel neticelendirmek için ne yapılmak lazımsa yapmaya müheyya Muhterem Nazif Bey kardeşimizin emirlerini can ve başla başarmaya yek-vücud olarak çalışmakta bulunuyoruz. Cenab-ı Hak sevgili Üstadımızın himmetlerini üzerimizden eksik kılmasın, âmin.

Çok sevgili Üstadımız! Son ihbaratınızda yine makam-ı ulyânıza vâsıl olmak için yolculuğunuzu mevzu bahis ediyorsunuz. اَلدُّنْيَا مَزْرَعَةُ الْآخِرَةِ “Dünya âhiretin tarlasıdır.” olan bu âlemde mateessüf müthiş dalalet cereyanlarıyla bu hakikatin unutulduğu bir hengamda bir lütf-u sübhanî ve bir eser-i rahmet olarak civarımıza lütfen teşrif buyurarak ehl-i imanı sevinçlere ve âsumanımızı nurlara gark ettiniz. Bizler o zaman zaten isyan ile ve irşadsız kör gibi geçen ömrümüzün mühim bir kısmını israf etmiş bulunuyorduk. Fakat ahiretimizi ve imanımızı kurtarıcı bir müncînin teşrifini duyup hevesimizi alamadığımız o muazzez sekiz senelik Kastamonu misaferetinizde, âh sevgili Üstadımız biz senin kıymetini bilemedik. Sana layık ihtiramatı yapamadık. Seni kim bilir ne kadar üzdük. Ve Risale-i Nur'un saadet-bahş inceliklerini layıkı vecihle idrak edemeden, evet, biz itiraf ediyoruz ve Risale-i Nur'un şahs-ı manevisinden özürler diliyor ve aflar talep ediyoruz.

Saadet-i ebediyeyi kazandıran bu mukaddes hizmette bizler bihakkın ifâ-yı vazife yapamadan bu diyardan kuşlar gibi uçtunuz. Müteessir ve melül, aciz ve fakir kalplerimiz gönüllerimiz Sevgili Üstadımızı mahcubane takip etmek için ellerimiz açık istirhamatımızı Sevgili Üstadımızı vasıta kılarak Rabbimizden talep etmekte berdevamız. Bu acip seyahatle ve Denizli Hapsi dolayısıyla ve ba'dehu Emirdağ ve bilvesile Konya, Afyon, Eskişehir gibi bu Anadolu'nun manevi yıldızları olan bu şehirler içinde binler kardeş kalpleri kazandırdıkça ve manevi havz-ı Nuriyenin kabarıp taştığını gördükçe teselli oluyor, iftihar ediyoruz. Ve Sevgili Üstadımıza karşı mahcubiyetimize sebep olan, layıkıyla hizmet vazifemizi yapamamazlık kusuratını bu yeni sevgili nurcu kardeşlerimizi Sevgili Üstadımıza şefaatçi yaparak Sevgili Üstadımızdan aflar ve vakfettiğimiz canlarımızı da feda etsek mukabil gelmez olan hakkınızı helal ettirmeyi çok müşfik ve rahîm olan siz Üstadımızdan el ve ayaklarınızı öperek talep ve niyaz eyliyoruz.

Vâcib-ül Kahhâr olan Allah'ımız, bu cihanın güneşi ve son nuru olan cism-i şerifinize hunhar, ebedi idama mahkum olmuş katillerin verdirmek istedikleri acılara karşı hiç duyurmaz, incitmez şifalar ve sabırlar versin, âmin, âmin. Bu mübarek eyyam-ı duhâda İsmail Aleyhisselam vâri kurban olduğumuz Sevgili Üstadımızın maruz kaldığı bu zulümler karşısında gözlerimizden akan kanlı gözyaşlarımızı huzur-u Rab Teala da istediğimiz necat ve felah saatinin tecellisi için kabul buyurmasına Sevgili Üstadımızın nurlu dualarına refik kılsın, âmin, âmin, âmin.

Çok sevgili Üstadımız! Burada Nazif kardeşimiz nezdinde tab olunan Zülfikar-ı Mucizat Mecmuası hergün artan şevk-i iştiyakla devam olunmakta iken diğer bir kısım kardeşlerimiz de kalemleriyle Zülfikar'ı yazıyorlar. Biz çokları da nurlardan noksanlarını itmâma çalışıyorlar. Ve hâssaten müjdeli, şifalı, tatlı sıhhatnameleriniz bir an içinde her tarafa yetişiyor, bizleri nurlara gark ediyor.

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّى

“Elhamdulillah, bu Rabbimin bir fazlıdır.”

Cenab-ı Hakk devam ettirsin. İnşallah yakınlarda tamam olan el yazması Mucizatlardan ba'd-et tashih hemen irsal edilecektir. Hamdolsun burada düşmanlara karşı bizleri kale-i Nuriyede himaye eden nur dualarınız dolayısıyla bir sıkıntı vermemektedirler. İnşallah veremeyeceklerdir.

Bahusus nurcular her an artmakta bilhassa gençler ve kadınlar ve çocuklar arasında çok müştaklar duanız berekâtıyla hâsıl olmaktadır. Bahusus Kunduracı Rüştü ve kardeşi Mehmed, Kunduracı Sadullah ve çırağı Rüştü ve yine Nizameddin ve bir senedir faal bir şekilde bulunan Küçük İbrahim'in kardeşi İsmail ve ailesi Risale-i Nur'a yeni talebe olmuşlar. Dualarınızı talep ederler. Ve civar mahallâtta isimlerini bilmediğimiz pek çok yeni kardeşler dualarınızı talep ederler, beklerler. Bunlardan bir kısımlarının yeni öğrenmelerini gösteren ufak birer nüshalarını siz Sevgili Üstadımıza takdim etmişlerdi. Kabul buyurmanızı ellerinizden öperek niyaz eylerler. Mektub-u âlînizde mevzu bahis olan Sinop Yangını aynen buyurmuş olduğunuz gibi ehl-i dalaleti kendine çevirmiş ve meşgul eylemiştir. Hamdolsun bildiğimiz cihette bizlerden bir zarar vaki olmamıştır.

Çok müşfik ve Sevgili Üstadımız! Mektubumuza nihayet verirken kalplerimiz istiyor ki, Zat-ı Üstadânenize bütün şükran ve minnet hissiyatlarımızı ifade edebilelim. Cenab-ı Hak Hazretleri vücud-u nazikânelerinize şifa-yı acil ve sıhhat afiyet ihsan buyurarak ömrünüzü müzdâd buyursun, âmin, âmin, âmin. Muhtaç olduğumuz füyuzât-ı Nuriye olan dualarınızla ve kusurlarımızı affınızla bizleri sevindirmenizi el ve ayaklarınızdan öperek rica ve istirham eyleriz, Efendim Hazretleri.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

“Bâkî olan sadece O’dur”

7 Zilhicce

İnebolu ve civarı Risale-i Nur şakirtleri

Bu mektubu yazdığımız Cuma gecesi saat yediye karîb, Semerci ve Gülcü Hüseyin kardeşimizin validesi Hasibe Hanım, sizlere ömür, vefat eylemiş. Dualarınıza muhtaç olduğunu arz eyleriz. Mezbure, bir senedir hasta, yatakta bulunuyordu.

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.2, s.323