Emirdağ-I 345: Bu dakikada hatırıma, Küre medrese-i nuriyesi geldi

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

“Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44)

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.”

Aziz, sıddık, fedakâr kardeşlerim!

Evvela: Fahr-i Âlem, Hâtem-ün Nebiyyîn, Şefî’-ül Müznibîn, Resul-ü Rabb-il Âlemîn Seyyidinâ Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın veladet-i şerifesinin mübarek gecenizi bütün canımızla tebrik ederiz.

Sâniyen: Zülfikar’a tamamen baktım. Mâşallah hataları pek azdır. Yalnız bazı nüshalarda sönük kelimeler var. Okunmayan kısmını ben işaretler koydum. Bir defterde hangi makam, hangi sahife, hangi satırda sehivler ve sönükler var diye rakamla yazdırıp size göndereceğim.

Sâlisen: Kardeşimiz Nazif, Asâ-yı Musa’dan şimdilik yeni harfle yazsın. Bitirdiği “Meyve” kısmını makine ile otuz kırk nüshasını ihtiyaç varsa acele çıkarmasını benden soruyor. Hadsiz şükür olsun ki, elmas kalemleri ihtiyaç bırakmamışlar. Hem Asâ-yı Musa parça parça olmasın, mecmuunda başka bir kuvvet var.

Bu dakikada hatırıma, Küre medrese-i nuriyesi geldi. Saatçi Nuri ve Muallim Abdurrahman, İhsan ve evvelce İstanbul’da Nurlar nâşiri Hâfız Emin hayalimin karşısında göründüler. Ve lisan-ı halleri dedi: “Biz Nurlara ebedî bağlıyız, eski alâkamızı tamamen muhafaza ediyoruz. Hem hiç merak etme.” Ben de onlara hem selam edip, hem eski makamlarını nazarımızda muhafaza ettiklerini tebşir ederim. Umumunuza binler selâm.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

“Bâkî olan sadece O’dur”

Hasta kardeşiniz

Said Nursî

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.2, s.455