Emirdağ-I 344: Makine ile yazdığınız Zülfikar’da yanlış pek azdır

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

“Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44)

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.”

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Evvela: Makine ile yazdığınız Zülfikar’da yanlış pek azdır. Mucizat-ı Ahmediye makamıyla Haşir makamının yarısını dikkatle baktım, manaya zarar verecek bir tek sehiv buldum. Binler mâşallah sizlere! Hüsrev’in şirin ve parlak kalemi sönük yerleri de okutturuyor. Bugün yetmişbeş sahife Mucizat-ı Ahmediye’yi tetkik ettim. Cenab-ı Hakk’a şükür ki, pek az sehivler var. Hem dikkatle onların manası anlaşılır. Yalnız Mucizat-ı Ahmediye’nin Dördüncü İşareti’nin Dördüncü Esas’ında dokuzuncu sahifenin birinci satırında “asıl Mehdi'nin” kelimesi yerinde sehven “asılmış Mehdi'nin” yazılmış. “Asılmış” kelimesini “asıl” kelimesine tebdil ediniz.

Sâniyen: Bu defa Beşinci Şua’ı tetkik ettim. Dedim ki, madem iki mahkemeler beraber çok tetkik ettiler, bizi onunla mesul etmediler ve müdafaatımda da gayet kati ve reddedilmez tarzda o risaleye dair beyanat var. Elbette onun neşrinde zarar olmaz. Eğer siz münasip görseniz Manevi Tarihçe-i Hayat mecmuasının âhirinde müdafaattan sonra ilhak edilmesini meşveretinizle karar vermenize havale ediyorum. Mübareklerin kahramanları ve Nur’un bahadırları olan Tahirî ile Küçük Ali, inşallah iki Hüsrev ve iki Hâfız Ali hükmünde Nur’un bu tarzdaki en mühim hizmetini de eskide yaptığı hizmet gibi fevkalâde bir surette yapacaklar.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

“Bâkî olan sadece O’dur”

Kardeşiniz

Said Nursî

Hâşiye: Beş nevi ibadeti kazandıran kalemle yazmak hizmetini yapan elmas kalemlilere yine bu yeni vazifede daha kolay ve daha sevaplı bir vazife daha açıldı ki, makinenin sönük okunmayan kelimelerini yazmaktır. Fakat acele olmasın. Hem dikkatle, hem güzel bir tarzda makinenin noksanları tekmil edilsin. İnşallah Zülfikar’ı yazmış gibi bir sevaba mazhariyet kazancı var. Herbiri istediği miktar tashihli bir Zülfikar’la mukabele ve sönük yerleri ıslah etsin diye hatırımıza geldi, siz daha iyi bilirsiniz. Makine mahsulünden bir nüsha Nazif’e gitsin. Tâ ona göre bâki kalan Zülfikar’ını tekmil etsin. Latif bir mana, bir yanlışımızda göründü. El ile yazılan Zülfikar’a kıyasen Zülfikarınıza "yediyüz sahifeli bir sahife-i hasenatınız" demiştim. Sonra baktık 350 yaprak içinde, 350 sahife çıktı. Dedik ki: Yazılan sahifeler maddi hasenatları olması gibi, beyaz sahifelerin de manevi ve ileride kazandıracak hasenat manen yazılmış hükmünde olması münasebetiyle 700 sahife yanlışını doğru çıkarıyor.

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.2, s.453