Emirdağ-I 342: Zülfikarınız ümidimizin fevkinde güzel ve yanlışı pek az zannederim

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

“Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.”

وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

“Hiçbir şey yoktur ki O'nu hamd ile tesbih etmesin” (İsrâ Sûresi, 17:44)

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri, ebedî ve dâimî olarak üzerinize olsun.”

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Evvela: Zülfikarınız ümidimizin fevkinde güzel ve yanlışı pek az zannederim, daha bakamadım. Fakat Hüsrev’in dikkatli kalemi çok yanlışlara meydan vermemiş inşallah. Buraya arkadaşlara nüshaların herbirine, onbeşer banknot ve medrese-i Nuriyenin kahramanlarından mübarek Süleyman ve Mustafa Yıldız tarafından hediye edilen Sözler, Mektubatlar, Şualar 1000 lira kadar, arkadaşlar sevindiler. Onlara mukabil 1000 lira kadar mukabele lâzım geldiğinden maddi 150 liraya indirmemek için hediye olarak umum medrese-i Nuriye şakirdleri namına kabul edildi. Mübarekler pehlivanı Küçük Ali’nin Lemaatları o güzel ve dikkatli hattıyla 200 lira kadar makbul oldu. Onun için altmış lira ona küçücük bir hediye ve fiyatının üçten birisidir diye verilsin. Buradan oraya gönderilen bâki kalan 140 liraya mukabil dokuz Zülfikar’ı buradaki arkadaşlara gönderirsiniz. Ben de Zülfikar’a bakacağım, manaya çok zarar vermeyen yanlışların ehemmiyeti yok. Eğer varsa inşallah yirmi gün sonra yanlışları hâvi bir pusula göndereceğiz.

Sâniyen: Homa taraflarında Nur’un kahramanlarından kardeşimiz Sami Bey ve Mehmed Ali’nin vasıtasıyla gönderilen İzzeddin Hoca’nın mektubunda isimleri yazılan yedi sekiz yeni kardeşlerimiz ve onsekiz sene evvel Barla’da gelip benimle görüşen ve Homalı Mehmed Ali kardeşimizle gönderilen diğer bir mektupta dokuz yeni kardeşlerimiz ve Denizli Şehir Oteli’nde bulunduğum vakit görüştüğümüz zâtın mektubunda isimleri yazılı, üç dört Osman içinde bulunan ondokuz kardeşimiz beraber bu üç mektuptaki o isimlerin herbiri, Risale-i Nur şakirdleri olarak duamıza dahil edip kabul edildi. Cenab-ı Hak onları Nur’un hizmetinde muvaffak eylesin, âmin. Başta Sami ve Mehmed Ali ve İzzet ve Haydar olarak umumuna selam ve dua ediyoruz.

Merhum Hasan Feyzi’nin küçücük bir nümunesi, faal kardeşimiz Sabri Bey’in mahdumu ve üniversitenin bahadır bir talebesi Feyzi’nin güzel manzumesini dinledim, çok güzel. Elli defa Nur kelimesi ile hâtime verilen nuranî kasidesini kahraman pederinin ve Konya Nurcularının nâmına kabul ettik. Onları da tebrik ediyoruz ki, böyle bir kalbde bir genç şimdi çok biçare gençleri Nur’la aşılar, kurtarır inşallah.

Eğirdir’den gelen Zülfikar sandığı altında oradaki ciddi ve hakiki kardeşlerimizin Nur’a hizmetleriyle bizi çok minnettar eden o kardeşlerimize pek çok selam ediyoruz. Onların Nur’a bu zamanda bu hizmetleri kıymettardır. Kahraman Tahirî’nin ve büyük ruhlu Küçük Ali’nin makine yazısında Hüsrev’in yardımına koşmaları inşallah hem bizi çok mesrur, hem âlem-i İslamı memnun, hem medreset-üz zehrayı Câmi-ül Ezher gibi şaşaalandıracak.

Bu defa Salih Yeşil'in uzunca yazdığı bir mektubuna karşı yazılan cevap berâ-yı malumat size gönderildi.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

“Bâkî olan sadece O’dur”

Kardeşiniz

Said Nursî

Hâşiye: Kastamonu’da Çaycı Emin’in ve Feyzi’nin yanında, benim orada kalan Hizb-i Nuriye kaç nüshası varsa, orada çok lüzumu yoksa bana gönderilsin. Burada lüzumu var. Onları ve orayı hiç unutmadığım gibi de çok merak ediyorum. Kardeşiniz Said Nursî

Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, c.2, s.445